Sayıştay tarafından Mahalli İdarelerde  En Sık Tespit Edilen Hususlar yayınladı.

MAHALLİ İDARELER İTİBARIYLA EN FAZLA TESPİT EDİLEN KONULAR

Kamu İdarelerinde Taşınmaz Tahsisine İlişkin Muhasebe Kayıtlarının Yapılmaması/Hatalı Yapılması

Kamu idareleri arasındaki taşınmaz tahsis işlemlerinin muhasebeleştirilmediği ya da hatalı muhasebeleştirildiği tespit edilmiştir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Taşınmaz tahsisi” başlıklı 47’nci maddesine göre kamu idareleri, kanunlarında belirtilen kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için mülkiyetlerindeki taşınmazlarla Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri, birbirlerine ve köy tüzel kişiliklerine bedelsiz olarak tahsis edebilirler.

Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 187’nci maddesi uyarınca kamu idarelerinin hem diğer kamu idarelerine tahsis ettikleri taşınmazları, hem de kendilerine tahsis edilen taşınmazları yardımcı hesaplar itibarıyla ilgili varlık hesaplarında muhasebeleştirmeleri gerekmektedir.

Tahsis işlemlerinin muhasebeleştirilmemesi ya da hatalı muhasebeleştirilmesi, mali tabloların taşınmazların mülkiyet ve kullanım durumları hakkında doğru ve güvenilir bilgi sunmasını engellemektedir.

İdare Adına Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmazların Fiili Envanter İşlemlerinin Tamamlanmaması ve Taşınmazların Mali Tablolarda Yer Almaması

Kamu idarelerine ait taşınmazlara ilişkin fiili envanter çalışmalarının tamamlanmadığı, taşınmazların değerlerinin belirlenmediği ve bu değerler üzerinden kayıtlara alınmadığı tespit edilmiştir.

Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’in “Kayıt ve kontrol işlemleri” başlık 5’inci maddesine göre; tapuda kayıtlı olan taşınmazlardan maliyeti belirli olanların maliyet bedeli, maliyet bedeli belirlenemeyenlerin rayiç değeri, bu iki değeri belli olmayanlar ile maddede sayılan diğer taşınmazların ise iz bedeli üzerinden kayıtlara alınması gerekmektedir.

Öte yandan Yönetmelik’in Geçici 1’inci maddesinde; kamu idarelerine ait taşınmazların fiili envanterlerinin emlak vergisi değerleri üzerinden kayıt ve kontrol işlemleriyle görevli birimler tarafından mevcut kullanım şekilleri esas alınarak en geç 30.09.2014 tarihine kadar tamamlanması, Yönetmelik eki formlara ve icmal cetvellerine kaydedilmesi, fiili envanteri yapılan taşınmazlara ait bilgilerin muhasebe kayıtları yapılmak üzere ilgili muhasebe birimine verilmesi öngörülmüştür.

Söz konusu taşınmazların kayıt ve kontrol altına alınmasında nihai amaç, emlak vergisi değerleri üzerinden kaydedilen taşınmazların maliyet veya rayiç bedeli üzerinden kayıtlara alınması olup anılan madde gereğince bu işlemlerin tamamlanması için öngörülen son tarih 31.12.2017’dir.

Kamu idarelerine ait taşınmazların yukarıda belirtilen çerçevede envanter ve değerlemesinin yapılarak muhasebeleştirilmemesi, kamu idarelerinin taşınmaz kayıtları ile mali tablolarının taşınmazlar hakkında doğru ve güvenilir bilgi sunmasını engellemektedir.

Taşınmazların Cins Tashihlerinin Yapılmaması

Kamu idarelerinde taşınmazların mevcut kullanım şekilleri ile tapu kayıtlarının birbirinden farklı olmasına rağmen cins tashihi işlemlerinin tamamlanmadığı tespit edilmiştir.

Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’in 10’uncu maddesine göre, kamu idarelerinin mülkiyetlerinde, yönetimlerinde veya kullanımlarında bulunan taşınmazların mevcut kullanım şekilleri ile tapu kayıtlarının birbirine uygun olmaması durumunda, fiili kullanım durumları esas alınarak tapu kayıtlarında cins tashihlerinin yapılması gerekmektedir.

Cins tashihinin yapılmaması, kamu idaresine ait taşınmazların mevcut kullanım şekillerinin tam olarak anlaşılamamasına yol açmaktadır.

Faaliyet Alacakları Hesabında Tahakkuku Olan Alacakların Tahsilatının Düşük Olması

Kamu idarelerince, tahakkuku gerçekleştirilen bazı gelir kalemlerine ilişkin mevzuatta hükmedilen yasal yolların tatbik edilmemesi nedeniyle ilgili gelir kalemlerine ilişkin tahsilat oranlarının düşük kaldığı tespit edilmiştir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun "Gelirlerin toplanması sorumluluğu" başlıklı 38’inci maddesine göre; kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanlar, ilgili kanunlarda öngörülen tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasından sorumludur. Anılan Kanun’un 60’ıncı maddesinin (e) bendinde ise, ilgili mevzuatı çerçevesinde idare gelirlerini tahakkuk ettirmek, gelir ve alacaklarının takip ve tahsil işlemlerini yürütmek mali hizmetler biriminin görevleri arasında sayılmış; Kanun’un 61’inci maddesinde muhasebe yetkilisinin, gelirlerin ve alacakların tahsilinden sorumlu olduğu belirtilmiştir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Kanunun şümulü” başlıklı 1’inci maddesinde; belediyelere ait vergi, resim, harç, para cezası gibi asli ile faiz gibi fer’i amme alacakları hakkında 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.

Kamu idarelerinin, kira gelirleri ile sözleşme, haksız fiil ve haksız iktisaptan kaynaklanan alacakları için ise genel esaslara göre işlem yapıldığından bu nitelikteki alacaklar hakkında 6098 sayılı Borçlar Kanunu ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri geçerlidir.

Bu durumda kamu idarelerinin kamu alacaklarının tahsilatı için 6183 sayılı Kanun’da yer verilen esas ve usullere, bu kapsamda olmayan alacakları için ise genel esaslara göre işlem yapması gerekmektedir.

Kamu idarelerinin gelir ve alacakları ile ilgili olarak tahakkuk/tahsilat oranını artırmak amacıyla mali hizmetler birimi tarafından tahakkuku yapılmış olan alacaklar için işlemlerin zamanında başlatılması, borcunu ödemeyen kişiler hakkında da yasal işlemlerin başlatılması için bilgi ve belgelerin hukuk birimine zamanında gönderilmesi gerekir.

Tahakkuk etmiş alacakların takip ve tahsil işlemlerinin yapılmaması, kamu idarelerinin güçlü ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmasını olumsuz etkilemektedir.

Mevduat Faiz Gelirlerinden Kesilen Gelir Vergisi Stopajının 630 Giderler Hesabına Kaydedilmemesi

Kamu idarelerinin elde ettikleri mevduat faiz gelirlerinin net tutarlar üzerinden muhasebeleştirildiği ve banka tarafından faiz geliri üzerinden yapılan stopaj kesintilerinin muhasebe kayıtlarına alınmadığı tespit edilmiştir.

Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 57’inci maddesi gereğince muhasebe birimlerinin hesaplarının bulunduğu bankalarca tahakkuk ettirilerek banka hesabına aktarılan faiz gelirlerinin

600 Gelirler Hesabına brüt tutar üzerinden alacak kaydedilmesi,

Faiz gelirine ilişkin yapılan stopajın ise 630 Giderler Hesabına borç kaydedilmesi gerekmektedir.

Elde edilen mevduat faiz gelirlerinin net tutarlar üzerinden muhasebeleştirilerek, bunlar üzerinden kesilen gelir vergisi stopaj tutarlarının muhasebeleştirilmemesi, mali tablolarda yer alan gelir ve gider tutarlarının olduğundan daha düşük görünmesine yol açmaktadır.

İlan ve Reklam Vergisinin Tahakkuk/Tahsilinin Yapılmaması ve/veya Hatalı Yapılması

Bazı belediyelerde ilan ve reklam vergisinin tahakkuk/tahsilinin yapılmadığı ve/veya hatalı yapıldığı tespit edilmiştir.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun ilan ve reklam vergisine ilişkin hükümlerin yer aldığı 12 ila 16’ncı maddelerine göre, belediye sınırları ile mücavir alanları içinde yapılan her türlü ilan ve reklam üzerinden ilan ve reklam vergisi alınması gerekmektedir.

İlan ve reklam vergisinin tahakkuk/tahsilinin yapılmaması ve/veya hatalı yapılması, belediyelerin önemli bir gelir kaleminden yoksun kalmasına yol açmaktadır.

Kiraya Verilen Gayrimenkullerin ve/veya Bunlardan Elde Edilen Gelirlerin Nazım Hesaplarda Takip Edilmemesi

Kamu idarelerinde kiraya verilen maddi duran varlıkların ve bunlardan elde edilecek gelirlerin izlenmesi için ilgili nazım hesapların kullanılmadığı tespit edilmiştir.

Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği ile Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğünün konu hakkındaki iç düzenlemeleri gereğince Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği kapsamındaki kamu idarelerinin, bilançolarında kayıtlı duran varlıklardan kiraya verilenlerin izlenmesi için 990 Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabını, bu taşınmazlardan elde edilecek toplam kira gelirleri ile irtifak hakkı gelirlerinin yıllar itibarıyla izlenmesi için ise 993 Maddi Duran Varlıkların Kira ve İrtifak Hakkı Gelirleri Hesabını kullanmaları gerekmektedir.

Nazım hesapların kullanılmaması, kamu idarelerinin varlık, kaynak, gelir ve gider hesaplarının dışında, muhasebenin bilgi verme ve izleme görevi yüklediği işlemlerin, muhasebe disiplini altında toplanması istenen işlemlerin ve gelecekte doğması muhtemel hak ve yükümlülüklerine ilişkin işlemlerin izlenmesini güçleştirmektedir.

Kamu idarelerinin yevmiye defterlerinde yevmiye numaralarının boş bırakıldığı ya da alt yevmiye numarası verildiği ve geçmiş tarih verilmek suretiyle geriye dönük yevmiye kaydı yapıldığı görülmüştür.

Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin 18’inci ve Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 43’üncü maddelerinde kamu idarelerinin muhasebe işlemlerinin;

Yevmiye tarih ve numara sırasına göre ve maddeler halinde yevmiye defterine günlük olarak kaydedileceği;

Buradan da usulüne göre büyük defter ve yardımcı defterlere sistemli bir şekilde dağıtılacağı;

Muhasebeleştirme belgelerinin yevmiye tarih ve numarası sütunlarına, gerçekleşen işlemlerin kayda geçirildikleri tarih ile hesap döneminin başında (1)’den başlayıp, hesap döneminin sonuna kadar devam eden birer numara verileceği;

Gerek yevmiye defteri ve gerekse büyük defter ve yardımcı defter kayıtlarında bu yevmiye numaralarının esas alınacağı ifade edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 183’üncü, Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’in 21’inci ve Döner Sermayeli İşletmeler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 40’ıncı ve 57’nci maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir.

Kamu idareleri tarafından gerçekleştirilen iş ve işlemlere ilişkin muhasebe kayıtlarının mevzuatın öngördüğü biçimde tutulmaması, kamu idaresi mali tabloları ile bunların dayanağını teşkil eden işlemlerin doğruluğu ve güvenilirliğini zedelemektedir.

Bazı belediyelerde eğlence vergisinin tahakkuk/tahsilinin yapılmadığı ve/veya hatalı yapıldığı tespit edilmiştir.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun eğlence vergisine ilişkin hükümlerin yer aldığı 17 ila 22’inci maddelerine göre, belediye sınırları ile mücavir alanları içerisinde bulunan eğlence işletmelerinin faaliyetleri eğlence vergisine tabi bulunmaktadır.

Eğlence vergisinin tahakkuk/tahsilinin yapılmaması ve/veya hatalı yapılması, belediyelerin önemli bir gelir kaleminden yoksun kalmasına yol açmaktadır.

Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabında Kayıtlı Olan Tutarlardan Tamamlanan/Geçici Kabulü Yapılanların İlgili Varlık Hesabına Zamanında Aktarılmaması

Kamu idarelerinin geçici kabul işlemlerini tamamlamalarına rağmen bu işlere ilişkin yapmış oldukları giderleri ilgili maddi duran varlık hesaplarına zamanında aktarmayarak 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabında izlemeye devam ettikleri tespit edilmektedir.

Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 204 ve 205’inci maddelerine göre, Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı;

Kamu idarelerine ait yapımı süren maddi duran varlıklar ile ilgili işler için, iş eğer geçici ve kesin kabul usulüne tabi bir iş ise iş ile ilgili geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihe kadar yapılan her türlü madde ve malzeme ile işçilik ve genel giderlerinin izlenmesi için kullanılacaktır.

Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı geçici kabul usulüne tabi işler için işin geçici kabulünün yapılmasından itibaren kapatılarak bu hesapta yer alan tutarların ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılmasının gerekmektedir.

Yapılmakta olan yatırımlar hesabının hatalı kullanılması, kamu idareleri tarafından yaptırılan maddi duran varlıkların inşasının tamamlanıp tamamlanmadığının anlaşılamamasına yol açmaktadır.

Yazılım/Lisans/Patent/Telif Hakkı/Harita Plan, Proje Alımları Niteliğindeki Gayrimaddi Hak Alımlarının 260 Haklar Hesabında Muhasebeleştirilmemesi

Kamu idarelerinde yazılım/lisans/patent/telif hakkı/harita plan ve proje alımları niteliğindeki gayrimaddi hak alımlarının 260 Haklar Hesabında muhasebeleştirilmediği tespit edilmektedir.

Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin “26 Maddi Olmayan Duran Varlıklar” hesap grubunu açıklayan maddelerine göre;

Yazılım, lisans yenileme ve sertifika gibi herhangi bir fiziksel varlığı bulunmayan, kamu idarelerinin belli bir şekilde yararlandığı veya yararlanmayı beklediği aktifleştirilen giderler ile

Patent, telif hakkı, belli koşullar altında hukuken himaye gören haklar gibi varlıkların 26 Maddi Olmayan Duran Varlıklar hesap grubu içerisinde muhasebeleştirilmesi gerekmektedir.

Gayri maddi hak alımlarının muhasebeleştirilmemesi, kamu idarelerine ait mali tabloların maddi olmayan duran varlıklar hakkında eksik bilgi sunulmasına neden olmaktadır.

Belediyelerce Tahsil Edilen Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunması Katkı Payının Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına Aktarılmaması/Süresi İçerisinde Aktarılmaması

Belediyelerce tahsil edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunması katkı paylarının, il özel idarelerine ve il özel idaresi bulunmayan illerde yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına (YİKOB) aktarılmadığı veya geç aktarıldığı ve söz konusu tutarlar için gecikme zammı tahakkuk ettirilmediği tespit edilmektedir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 12’nci maddesinde,

Belediyelerin ve il özel idarelerinin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere mükellef hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin %10’u nispetinde taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ilişkin katkı payının tahakkuk ettirileceği,

Bu payın ilgili belediye tarafından emlak vergisi ile birlikte tahsil edilerek takip eden ayın onuncu günü akşamına kadar il özel idarelerine bir bildirim ile beyan edilerek aynı süre içinde ödeneceği ve buna uymayan belediyeler hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı uygulanacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Belediyelerce tahsil edilen katkı paylarının il özel idareleri ile YİKOB’lara aktarılmaması veya geç aktarılmasına rağmen gecikme cezası uygulanmaması, bir yandan ilgili kamu idarelerinin gelirlerinden mahrum kalmasına yol açarken diğer yandan belediyelerin haksız olarak gelir elde etmesine yol açmaktadır.

Enerji Müsaadesi Alınabilmesi İçin Elektrik Dağıtım Şirketince Yapılması Gereken Yatırım Giderlerinin Belediye Bütçesinden Karşılanması ve Bu Giderin Dağıtım Şirketinden Talep Edilmemesi

Enerji müsaadesi alınabilmesi amacıyla belediyeler tarafından karşılanan trafo kurulumları ve diğer ilk yatırım giderlerinin elektrik dağıtım şirketlerinden talep edilmediği tespit edilmektedir.

Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 10’uncu maddesinde bağlantı taleplerinin hangi süreler içerisinde dağıtım şirketince karşılanacağı belirlenmiştir. Aynı Yönetmelik’in 21’inci maddesinde ise, bağlantı talebinin karşılanabilmesi için dağıtım şirketi tarafından bildirilen sürenin başvuru sahibi tarafından uzun bulunması ve bağlantı talebinin dağıtım şebekesi yapılarak karşılanabilir olması halinde gerekli yatırımın başvuru sahibi tarafından üstlenilebileceği; bu durumda yatırım bedelinin, en fazla on iki eşit taksitle ve kanuni faizleri ile birlikte dağıtım şirketi tarafından yatırımı yapan veya finanse eden gerçek veya tüzel kişiye geri ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

Belediyelerce karşılanan ve dağıtım şirketlerinden talep edilmesi gereken bedellerin istenmemesi, ilgili şirketler tarafından karşılanması gereken bir giderin belediyelerce yüklenilmesine yol açmaktadır.

Verilen Depozito, Teminat, Güvence Bedeli vb. Tutarların 126/226 Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabında Muhasebeleştirilmemesi

Kamu idarelerinde depozito, teminat, güvence bedeli vb. amaçlarla verilen tutarların 126/226 Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabına kaydedilmediği tespit edilmektedir.

Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 95 ve 168’inci maddelerine göre, kamu idarelerince bir işin yapılmasının üstlenilmesi veya bir sözleşmenin ya da diğer işlemlerin karşılığı olarak diğer kamu idarelerine veya kişilere bir yıldan daha az süreli verilen depozito ve teminat niteliğindeki değerlerin izlenmesi için 126 Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabı, bir yıldan daha uzun süreli verilen depozito ve teminat niteliğindeki değerlerin izlenmesi için ise de 226 Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabının kullanılması gerekmektedir.

Verilen depozito ve teminatların ilgili hesaplarda muhasebeleştirilmemesi, kamu idarelerince yaptırılan bir işin karşılığı olarak verilen değerlerin izlenmesini güçleştirmekte ve kamu idarelerine ait mali tablolarının faaliyet alacakları hakkında eksik bilgi sunmasına neden olmaktadır.

Kamu Hizmetlerine İlişkin Olarak Yüklenilen Katma Değer Vergisinin İndirim Konusu Yapılması

Belediyeler tarafından yürütülen ticari, sınaî, zirai ve mesleki nitelikte olmayan kamu hizmetleri için belediyelerin ödediği katma değer vergisinin indirim konusu yapıldığı tespit edilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesine göre ticari, sınaî, zirai ve mesleki nitelikteki kamu hizmetleri için belediyelere yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabidir. Belediyelerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetleri kapsamında sayılmayan ve kuruluş amaçlarına uygun olarak kamu hizmetinin yerine getirilmesine yönelik teslim ve hizmetleri 3065 sayılı Kanun kapsamına girmediğinden bu nitelikte olmayan teslim ve hizmetler karşılığında belediyelerin ödedikleri katma değer vergisi indirim konusu yapılamayacaktır.

Belediyelerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki bir faaliyet konusu olmayan, doğrudan kamu hizmetinin yerine getirilmesine yönelik giderlerine ilişkin ödenen KDV’nin, ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen KDV’den indirim konusu edilmesi, belediyeler tarafından ödenmesi gereken KDV’nin daha az ödenmesine veya hiç ödenmemesine yol açmaktadır

Kıdem Tazminatı Karşılıklarının Ayrılmaması

Kamu idarelerinin gerek kendi personeli gerekse hizmet alımı suretiyle çalıştırdıkları personel için kıdem tazminatı karşılığı ayırmadığı tespit edilmektedir.

Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği, Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği ve Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği hükümleri uyarınca kamu idarelerinin,

Kıdem tazminatı alma hakkı bulunan personele ödenmesi muhtemel kıdem tazminatı tutarları için karşılık ayırmaları ve

Ayırdıkları bu karşılıkları 372 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabı ve 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabını kullanarak muhasebe kayıtlarında izlemeleri gerekmektedir.

Kıdem tazminatı karşılıklarının ayrılmaması, kamu idareleri tarafından izleyen dönemlerde ödenmesi öngörülen kıdem tazminatı tutarları ile mali tabloların borç ve gider karşılıklarının sağlıklı bir şekilde takip edilmesini güçleştirmektedir.